



Tekirdağ’da Tarım ve Hayvancılık Alarm Veriyor: Çiftçi Borçla Ayakta Durmaya Çalışıyor
Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinde sektörle ilgili yapılan olumlu değerlendirmelere karşın, sahadaki tablo özellikle Tekirdağ’da tarım ve hayvancılığın derin bir kriz içinde olduğunu ortaya koyuyor. Çiftçi sayısı azalıyor, üretim düşüyor, borçlar katlanıyor.
Tarım ve hayvancılık sektörünün Türkiye genelinde olduğu gibi Tekirdağ’da da ciddi yapısal sorunlarla karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Tarımın yalnızca ekonomik bir faaliyet değil, gıda egemenliği, ulusal güvenlik ve toplumsal refah açısından stratejik bir alan olduğuna dikkat çekilirken, mevcut politikaların üretimi desteklemek yerine ithalata bağımlılığı artırdığı vurgulanıyor.
Tarım Kanunu’nda yer alan “Gayri Safi Milli Hasıla’nın en az yüzde 1’i çiftçiye destek olarak verilir” hükmünün yıllardır uygulanmadığı ifade ediliyor. 2026 yılı bütçesinde çiftçilere verilmesi gereken 722 milyar liralık desteğe karşılık yalnızca 168 milyar lira ayrıldığına dikkat çekiliyor. Yetersiz destekler ve düşük alım fiyatları nedeniyle Trakya çiftçisinin üretimden çekildiği belirtiliyor.
Bu sürecin sonucunda ekim alanları daralırken, üretim düşüyor, çiftçi borç yükü altında eziliyor. Gıda fiyatlarındaki artışın ve enflasyonun temel nedenlerinden birinin de bu üretim kaybı olduğu ifade ediliyor. Üretim yerine ithalatın tercih edilmesiyle buğdaydan mercimeğe, etten yem hammaddesine kadar birçok üründe dışa bağımlılık artmış durumda.
Tekirdağ’da Borç ve Üretim Tablosu
Tekirdağ özelinde çiftçilerin borç yükü çarpıcı boyutlara ulaştı. 2007 yılının son çeyreğinde 128 milyon lira olan çiftçi borçları, bugün 15 milyar 339 milyon liraya yükseldi. Bu artış, 18 yılda yaklaşık 120 katlık bir borçlanmaya işaret ediyor.
Aynı dönemde çiftçi sayısında da ciddi bir düşüş yaşandı. 2007’de 31 bin 344 olan çiftçi sayısı, bugün 23 bin 479’a geriledi. Bu da Tekirdağ’da her dört çiftçiden birinin tarımı bıraktığını gösteriyor.
Üretim rakamları da gerilemeyi ortaya koyuyor. Son yıllarda Tekirdağ’da buğday üretimi yüzde 21, mısır yüzde 86, arpa yüzde 37, çavdar yüzde 71, kuru fasulye yüzde 84, kanola yüzde 64, ayçiçeği yüzde 18 ve şeker pancarı yüzde 41 oranında azaldı.
Hayvancılıkta Sessiz Çöküş
Hayvancılık sektöründe de benzer bir tablo söz konusu. Türkiye genelinde büyükbaş hayvan sayısı 2025 itibarıyla 17,2 milyon seviyesinde kalarak son yedi yılda artış göstermedi. Tekirdağ’da ise büyükbaş hayvan sayısı 2012’de 158 bin 596 iken, 2024’te 141 bin 149’a düştü.
Uzmanlar, bu gerilemenin kapatılan işletmelerin ve mesleği bırakan yetiştiricilerin göstergesi olduğunu belirtiyor. Veterinerlik hizmetlerinin kamusal bir hizmet olmaktan çıkarılması, aşılama programlarının sahada yeterince uygulanmaması ve artan maliyetler hayvancılığı sürdürülemez hale getiriyor.
Çözüm Çağrısı
Tarım ve hayvancılıkta yaşanan krizin geçici değil, yapısal olduğu ifade edilirken; planlı üretim, zamanında ve yeterli destek, taban fiyat uygulaması, küçük aile işletmelerinin korunması, genç çiftçilerin desteklenmesi ve köy okullarının yeniden açılması gerektiği vurgulanıyor.
Yetkililere göre, üretimi piyasanın insafına bırakan anlayış terk edilmeden ne gıda güvenliğinin sağlanması ne de gıda enflasyonunun düşürülmesi mümkün görünüyor. Tarımda yaşanan sorunların yalnızca çiftçiyi değil, sofradaki ekmeği ve ülkenin geleceğini ilgilendirdiği ifade ediliyor.
